İş hayatımız, temel ihtiyaçlarımızı karşılamamızı sağlamasının yanı sıra hem kimliğimizin hem de zamanımızın önemli bir parçasını oluşturuyor. Dolayısıyla, iş hayatında ve iş ilişkilerimizde yaşadığımız kötü deneyimler kendimizi güvende hissetmememize, öz güvenimizin düşmesine ve psikolojik açıdan yıpranmamıza sebep olabiliyor. Daha önce iş yaşamımızda kendimizi içinde bulabildiğimiz zor süreçlere dair sessiz istifa ve mobbing kavramlarını kaleme almıştık. Bu yazımızda ise “sessiz kovulma” kavramının ne olduğunu, bu duruma maruz kalıyor olduğumuzu nasıl anlayabileceğimizi, bu durumun olası sebeplerini, psikolojimiz üzerindeki etkilerini ve bu durumla nasıl baş edebileceğimizi ele alıyoruz.
Sessiz kovulma nedir?
Son yıllarda gittikçe daha fazla konuşulan ve İngilizce’deki “quiet firing” kavramından dilimize çevrilen bu kavram, yöneticilerin kovmayı planladıkları ancak kovamadıkları çalışanlarının iş yaşantılarındaki deneyimlerini, işten kendi rızalarıyla çıkmalarına mecbur kalacakları şekilde kötüleştirmesine deniyor. 2022 yılında LinkedIn üzerinde yapılan bir ankette katılımcıların %38’i sessiz kovulmayı birebir deneyimlediklerini ve %48’i ise kendileri deneyimlemeseler bile iş ortamında bu duruma şahit olduklarını belirtiyor. Bu durum çalışanın gösterdiği performanstan bağımsız olarak uzun bir süre boyunca zam ya da terfi alamaması şeklinde görülebiliyor. Öte yandan, yapılan işlerde belirgin bir değişim olmamasına rağmen yöneticinin çalışanı sürekli eleştirmesi ya da çalışana olumlu ya da olumsuz hiçbir geri bildirimde bulunmaması şeklinde de görülebilen bu durum, toksik bir iş kültürüne ve zayıf bir yönetim anlayışına işaret ediyor. Bu durum, çalışanın mental sağlığına zarar veren etik dışı bir yaklaşım olduğu gibi şirketlerin itibarına da zarar veriyor.
Sessiz Kovulma İşaretleri
İş hayatının farklı dinamikleri içerisinde sessiz kovulmaya maruz kalıp kalmadığımızı net bir şekilde anlayabilmek zor olabiliyor. Örnek olarak, bir süredir devam eden bir sessiz kovulma süreci kendimizden şüphe duymaya başlamamıza sebep olduğu için durumu içselleştirebiliyoruz. Hatta kendini gerçekleştiren kehanete maruz kalıp gerçekten daha düşük bir performans göstermeye başlayabiliyoruz. Zira ortaya koyduğumuz işin takdir edilmediği ve hiçbir şekilde memnun olmadığımız bir işe neden özen göstermeye devam edelim ki? Bu durum anlaşılır olsa da yaşadığımız deneyimi tanımlayabilmemizi zorlaşıyor. Peki deneyimlediğimiz durumun sessiz kovulma olduğunu nereden anlayabiliriz? Senin için sessiz kovulmaya işaret eden temel faktörleri listeledik:
- Terfi ve zam tekliflerinin sürekli olarak reddedilmesi
- Patronumuzun tavırlarının beklemediğimiz bir şekilde değişmesi
- Patronumuzun bizimle göz teması kurmaktan kaçınması
- Patronumuzun bir gecede “kötü bir çalışan” oluvermişiz gibi davranması
- Yeni ve büyük çaplı projelerde bize yer verilmemesi
- Bunun yerine vasıfsız ve sıkıcı görevlerin yönlendirilmesi
- Performansımızda belirgin bir değişiklik olmamasına rağmen sürekli olarak yıkıcı eleştirilere maruz kalmamız ya da hiç geri bildirim almamaya başlamamız
- Eleştiri aldığımız konularda düzeltmeler yapabilmemiz için yeterli destek alamamamız
- Gelişim fırsatlarından mahrum bırakılmamız, şirket içi eğitimlere davet edilmememiz
- Yönetimin diğer çalışanlara yaklaşımı ile bize olan yaklaşımının adil olmayacak şekilde farklılaşması
- İş ilişkilerimizin sebebini anlayamadığımız bir şekilde kötüleşmesi
- Takım arkadaşlarımız tarafından dışlanmamız
- Kimsenin bu değişim hakkında bizimle açık bir iletişim kurmaması
Sessiz Kovulma Sebepleri
Peki yöneticiler niçin böyle bi yönteme başvurur? İşten çıkarmayı planladıkları çalışan ile şeffaf bir iletişim kursalar ve şirketin küçülmeye gittiğinden ya da çalışanın performansı ile ilgili nasıl beklentileri olduğundan açıkça bahsetseler herkes için daha sağlıklı bir süreç olmaz mı? Gelin, bu durumun oluşmasının potansiyel sebeplerini sırayla ele alalım:
Çalışanın potansiyelini değerlendirememek
Yöneticinin penceresinden baktığımız zaman bir çalışanın işten çıkarılması kararı çalışanın düşük performansı ya da beklentileri karşılayamıyor oluşu ile ilişkilendirilebilir. Ancak bunun değerlendirmesi yapılırken yöneticilerin beklentilerini ne kadar açık bir şekilde ifade edip etmediği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İşin gerekliliklerinin ve çalışandan beklenenlerin net bir şekilde konuşulmuyor olması çalışanla yönetici arasında bir iletişim kopukluğu yaşanmasına sebep olabiliyor. Hal böyleyken ortaya konan iş ile istenen iş arasındaki farkın çalışanın düşük performansı ile ilişkilendirilmesi her zaman isabetli olmuyor. Çünkü beklentiler net bir şekilde tanımlanmadığı için çalışan aslında yapabileceği görevleri iş tanımı içinde olmadığını düşündüğü için yapmayabiliyor.
Bunun yanı sıra, bir çalışanın performansı ile işe bağlılığı ya da ne kadar nitelikli bir çalışan olduğu doğrudan bağlantılı olmayabiliyor. Nasıl öğrencilik yıllarımızda her birimiz farklı şekillerde desteklenmeye ihtiyaç duyuyorduysak yetişkin olduğumuzda da gelişime açık olabilmek için farklı ihtiyaçlara sahip olabiliyoruz. Bazen performansımızın yeterli bulunmama sebebi iş ortamında bu farklılıkların göz önünde bulundurulmamasına bağlı olabiliyor. Bu durum, şirket içerisinde etkili bir mentörlük yapısının var olmaması ya da bu yapının tek tip bir işleyişinin olması ile ilişkili olabiliyor.
Çatışmalardan kaçınmak
Sessiz kovulmanın arkasında yatan sebeplerden en sık karşılaşılanı yöneticilerin çatışmalardan kaçınma eğilimi oluyor. Nasıl romantik ya da arkadaşlık ilişkilerimizde bazı konuşmaları gerginliğe yol açabileceği için yapmaktan çekiniyorsak bazı yöneticiler de zorlu konuşmaları yapmaktan kaçınmak için sessiz kovulmaya başvurabiliyor. Bu kaçınma hali, iletişimsizlik içerisinde ilişkinin zamanla zayıflayıp kaybolmasına neden oluyor. Bu sırada yöneticiler çalışanlarının hissedebileceği öfkeye doğrudan şahit olmaktan kurtulmuş oluyor. Bunun yanı sıra, iş sözleşmesinin haksız feshi ya da mobbing gibi konular da gündeme gelebileceği için bazı yöneticiler doğrudan bir işten çıkarma hamlesine yönelik çekinceler besleyebiliyor.
Maliyetten tasarruf
Bazı yöneticiler, bir iş çıkışı planı oluşturma sorumluluğunu üzerlerine almamak ya da kıdem tazminatı veya işsizlik maaşı ödemek zorunda kalmamak için çalışanı işten çıkarmak yerine çalışanın kendi kendine işten çıkmasına sebep olacak stratejik bir yaklaşım besleyebiliyor. İşe alım süreçleri de şirket tarafından mali bir yük şeklinde yorumlanıyorsa bu yöntem “sayesinde” işe alım maliyetleri de ertelenmiş oluyor. Bu durumda çalışan yoğun bir strese maruz kalırken şirket bu işten kârlı çıkıyor.
Toksik bir yönetim anlayışı
Aslında özetle, bir çalışanı işten çıkarmanın maliyeti ve stresinin sorumluluğunu almak istemeyen yönetici ve/ya şirketler bu sorumlulukları çalışanın üzerine atmak için iş ortamını çalışan için katlanılmaz kılabiliyor. Bu durum ne niyetle yapılırsa yapılsın toksik ve profesyonellikten uzak bir yönetim anlayışına işaret ediyor. Sağlıklı bir şirket kültürünün inşaa edilememesi ve iletişim ve empati becerileri düşük yöneticilerin varlığı, iş yerinde olması gereken etik değerlere aykırı olan bu pratiğin yaygınlaşmasına yol açabiliyor.
Sessiz Kovulmanın Psikolojimiz Üzerindeki Etkileri
Yazının başında da bahsettiğimiz gibi, yaptığımız iş temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemizin önemli bir yolu olmasının yanı sıra kimliğimizi ve yaşam memnuniyetimizi ciddi anlamda etkileyen bir unsur. Sessiz kovulmayı deneyimlerken bir noktada bu iş ortamının bize iyi gelmediğini fark etsek de eğer imkanlarımız el vermiyorsa işten çıkma kararı almakta zorlanabiliyoruz. Öte yandan, yaptığımız işin değer görmediğini ve istenmediğimizi hissettiğimiz bir ortamda kiramızı ve borçlarımızı ödeyebilmek için mecburen çalışmaya devam etmek durumunda kalmak maalesef öz saygımızı zedeleyebiliyor. Ne yaparsak yapalım tatmin edemediğimizi hissettiğimiz yöneticilerle uzun süre çalışmak, sürekli yaptığımız işin sorgulanması, ardı arkası kesilmeyen yıkıcı eleştiriler almak ya da sanki yokmuşuz davranılması öz güvenimizin düşmesine ve kaybolmuş hissetmemize sebep olabiliyor. Kendimizi aslında yeterli olduğumuz bir alanda yetersizmiş gibi hissedebiliyor, kariyer seçimlerimizi sorgulayabiliyor ve bu toksik dinamiğin verdiği mutsuzluğu hayatımızın diğer alanlarına da taşıyabiliyoruz. Sessiz kovulmanın sonuçları uzun vadede depresyon ya da kaygı bozukluğuna kadar varabiliyor.
Sessiz kovulmayı önlemenin yolları nelerdir?
Peki sessiz kovulmanın önüne geçmek için çalışanlar ve yöneticiler olarak üzerimize neler düşüyor? Bu durumu önlemek için hangi yolları izleyebiliriz?
- Bir ekip lideri ya da yönetici olarak:
- Küçük çaplı problemlere takılı kalmak yerine asıl konu olan iletişim problemlerini gündeme getirmek
- Şirket içi etkileşimlerde açık iletişimi teşvik etmek
- Gerektiğinde yaşanan sıkıntılarda sorumluluk alabilmek
- Açık ve sağlıklı bir iletişimin kurulduğu birebir konuşmaların ve grup konuşmalarının yapılmasını teşvik etmek
- Yöneticilerin de dahil olacağı şekilde bütün çalışanlara iletişim becerilerine dayalı eğitimler düzenlenmesini sağlamak
- İstifa eden çalışanlarla görüşmeler yaparak bu durumun altında yatan kurumsal sebepleri anlamaya çalışmak
- Çalışanın başka bir departmana ya da ekibe geçişini değerlendirmek
- Bir çalışan olarak içinde bulunduğumuz ekipte sessiz kovulmaya şahit olduysak ya da bu duruma maruz kalıyorsak:
- Yöneticilerimize geri bildirim verebileceğimiz alanlar oluşturmak
- Yalnızca iş ile ilgili konularda değil, çalışma ortamının niteliğine dair konularda da birebir ve grup toplantıları düzenlenmesini talep etmek
- Yalnızca ekip liderlerimiz ile değil kurumsal otorite figürleri ile de etkileşimi güçlendirmek
- Şirket içerisinde adaletsizlik olduğunda başvurabileceğimiz sağlıklı denetim mekanizmaları oluşturulması için harekete geçmek
İş Hayatındaki Zorluklara Karşı #RelateYanında!
Günümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş ortamındaki ilişkilerimizde yaşadığımız problemler hayatımıza yayılan sinsi birer stres faktörü haline gelebiliyor. Eğer sen de bu süreçte yaşadığın stresi daha iyi yöneterek iyilik halini korumak istersen Relate uygulamasına girip yolculuklar kısmından İş Hayatı kategorisine tıklayarak “Stresi Yönetmek” yolculuğunu bulabilir ve bu süreci beraber atlatmak için elinden tutmamıza izin verebilirsin!