Flört uygulamalarının yaygınlaşması ile yeni potansiyel partnerlerle tanışmanın büyük ölçüde kolaylaştığını söyleyebiliriz. Ama bu hızlı flörtleşme dünyasında yeni bir sorunun ortaya çıktığını görüyoruz: Date yorgunluğu!
Date yorgunluğu, özellikle dating uygulamaları aracılığıyla sürekli flört etmekten doğan bıkkınlık, hayal kırıklığı ve tükenmişlik hislerine tekabül ediyor. Bu hislerin altında anlamlı ve derin bir bağlantı kurmadan sürekli yeni kişilerle tanışmak, sohbet etmek ve randevulara çıkmak yatıyor. Üstelik bu durumun bir süre sonra bizi sonu gelmeyen bir döngüye soktuğunu da görebiliyoruz. Aynı zamanda uygulamaların sunduğu sonsuz partner seçeneği, kendimizi seçim paradoksunun içinde bulmamıza ve ilişkilerle ilgili heyecanımızın azalmasına neden olabiliyor. Bu tür uygulamalar aracılığıyla partnerlerimizi birkaç resim ve mesaja dayanarak seçmenin yüzeysel doğası, ilişki kurmanın derin ve besleyici yönlerinden uzaklaşmamıza neden olabiliyor.
Dating uygulamalarının ilişki kurma, flört etme ve bağlantı kurma yöntemleri söz konusu olduğunda bir devrim yarattıklarını söyleyebiliriz. Yeni insanlarla tanışmamızı kolaylaştırsalar da kendi zorluklarını da beraberlerinde getirdiler. Yani her konuda olduğu gibi, burada da madalyonun iki tarafı bulunuyor. Örneğin; sürekli yeni potansiyel partnerlerin varlığını görmek, sonsuz sayıda daha iyi seçenek olduğu yanılsamasına kapılarak bağlanma sorunları yaşamamıza sebep olabiliyor ve anlamlı ilişkiler kurmamıza engel olabiliyor.
İlişkiler Üzerindeki Etkileri
Date yorgunluğunun en önemli etkilerinden biri ilişki kalitesinde yarattığı düşüş oluyor. Yeni partnerler bulmanın kolaylığı ve bir kaydırma hareketiyle yeni biriyle tanışma imkanı paylaşımlarımızda daha sığ bir noktada takılı kalmamıza neden olabiliyor. Seçeneklerin bolluğu, bir ilişkiye duygusal yatırım yapmamıza engel olarak bağlanmaya dair sorunlar yaşamamıza neden olabiliyor.
Öte yandan, sürekli flört ederek date yorgunluğuna kapıldığımızda tatmin edici ilişkilere ulaşamıyoruz. Bu da tükenmişlik hissini deneyimlememizle sonuçlanabiliyor. Bu tükenmişliğin temelinde; yeni birini tanımak, hayal kırıklıklarıyla yüzleşmek ve her şeye yeniden başlamak şeklinde bir döngüye girmek yatıyor. Durum böyle olunca da karşımıza gerçekten bize uygun olacak biri ve belli derinlikte bir ilişki çıktığında o ilişkiye şans vermekten ve anlamlı bir bağlantı kurmaktan kaçabiliyoruz.
Sonuç olarak, flört uygulamaları bize potansiyel partnerlerle tanışmak için yeni yollar sunarken beraberinde date yorgunluğunu getiriyor. Bu olguyu anlamak ve kabul etmek, daha sağlıklı flört alışkanlıkları edinmek ve daha anlamlı ilişkiler kurmak yolunda bize yardımcı oluyor.
Flört yorgunluğu yaşayıp yaşamadığımızı nasıl anlarız?
Date yorgunluğu genellikle ilişkilerimizin içerisinde sessizce gelişerek flört deneyimlerimize yansıyor. Bu işaretleri anlamak ve bazen bir adım geri atarak deneyimlerimize uzaktan bakmak flört yorgunluğu yaşamamızı engelleyebiliyor. Haydi date yorgunluğunun başlıca işaretlerini birlikte inceleyelim.
Bir ara verme ihtiyacı duyarız.
Flört yorgunluğunun en belirgin işareti flört etmeye ara vermemiz gerektiğini hissetmemiz oluyor. Yeni randevulara çıkmak için kendimizi isteksiz hissedebiliyoruz. Artık biriyle tanışmak bize keyif vermekten öte yük gibi gelmeye başlıyor. Flört etmek eğlenceli ve heyecanlandırıcı olmaktan çıkıp omzumuzda bir yük haline geldiğinde bir ara vermemiz gerektiğini anlıyoruz.
Karar vermekte zorlanırız.
Flört yorgunluğu yaşadığımızda gün geçtikçe kiminle ilerlemek istediğimizle ilgili karar vermekte güçlük çekiyoruz. Bu kararsızlık, çok sayıda seçenekten bunalmaktan veya bu seçeneklerin potansiyel sonuçlarına karşı geliştirdiğimiz genel bir ilgisizlikten kaynaklanıyor. Kararlarımızı sürekli olarak yeniden değerlendirmeye veya kiminle görüştüğümüz konusunda kayıtsız hissetmeye başladığımızda flört yorgunluğu yaşamaya başladığımızı anlayabiliyoruz.
Kendimize olan saygımız azalır.
Date yorgunluğunun bir diğer işaretini de öz saygımız üzerinde gözlemliyoruz. İlişkilerin hep yüzeysel kalmaları, tatmin edici olmayan paylaşımlar ve sürekli kendimizi başkalarına beğendirmeye çalışmak zorunda hissetmek zamanla öz saygımızın azalmasına yol açabiliyor. Flörtleşirken zamanla kendimize dair duygu ve düşüncelerimizin olumsuz etkilendiğini fark etmek, flört dünyasına ara vermemiz gerektiğinin önemli bir işareti olarak karşımıza çıkıyor.
Duygusal olarak yorgun hissederiz.
Flört yorgunluğunu duygusal açıdan tükenmiş hissederek de deneyimliyoruz. Yeni bir randevuya çıkmaya, yeni birini tanımaya veya bir ilişkiye sahip olma konusunda çaba göstermeye karşı kendimizi isteksiz hissedebiliyoruz. Flört etmenin bize heyecandan daha çok zihinsel ve duygusal bir yorgunluk vermesi duygusal rezervlerimizin tükenmekte olduğunu gösteriyor. Bu noktada kendimize dönmeye ihtiyaç duyuyoruz.
Flört yorgunluğunun üstesinden nasıl gelinir?
Date yorgunluğu beraberinde getirdiği hayal kırıklığı ve tükenmişlik hisleriyle zorlayıcı bir süreç olabiliyor. Fakat bu durumun üstesinden gelmemiz ve anlamlı ilişkiler kurabileceğimize dair olan inancımızı yeniden canlandırmamız mümkün. İşte flört yorgunluğunun üstesinden gelmekte bize yardımcı olabilecek bazı stratejiler:
Ekran süreni sınırla.
Flört uygulamalarına bir süre ara vermek düşündüğümüzden daha faydalı olabilir! Çünkü bu şekilde yalnızca ekran süremizi azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda sürekli kaydırma döngüsünü kırıyor ve sonuçlanmayan bağlantıların yarattığı olumsuz hislerden uzaklaşma fırsatı buluyoruz. Böyle bir mola vererek uygulamaların bağımlılık yaratan döngüsüne girmek yerine daha bilinçli kararlar alabiliyor ve ihtiyacımız olan zihinsel ve duygusal yenilenmeye kavuşabiliyoruz.
Ekran süremizi azaltmak ve flört uygulamalarına ara vermek başta zor olabilir. Fakat bu zamanı flört bağlamının dışına çıkmak ve keyif aldığımız aktivitelere ayırmak için değerlendirmek uygulamalardan uzaklaşmamızı kolaylaştırabiliyor. Böylece yaşamımızda romantik ilişkiler dışında da kıymetli olan öğeleri yeniden keşfetme ya da hatırlama fırsatı buluyoruz. İster hobilerimize zaman ayırmak olsun, ister arkadaşlarımızla veya ailemizle kaliteli vakit geçirmek olsun, bu mola bize çok iyi geliyor!
Flört tarzın üzerine düşün.
Flört tarzımız üzerine düşünmek, ilişki kalıplarımıza ve tercihlerimize yakından bakmak anlamına geliyor. Sürekli etkilendiğimizi fark ettiğimiz ama bizim için doğru olmadığını düşündüğümüz bir partner tiplemesi var mı? Konuşmalarımız sürekli birbirine benzer ve yüzeysel bir yerde mi kalıyor? Duygusal olarak kendimizi açmak bize nasıl geliyor? Bu sorulara cevap vererek eğilimlerimizi belirlemek flörtü yorucu olmayan bir şekilde deneyimleyebilmemiz için ilk adımı oluşturuyor.
Bir diğer yandan flört etmeye dair hedeflerimizi gözden geçirmek de date yorgunluğunu atlatmamıza yardımcı olabiliyor. Acaba flört alışkanlıklarımız uzun vadeli ilişki hedeflerimizle gerçekten uyumlu mu? Biriyle flört etmeye başladığımızda bizi ona çeken özellikler onunla uzun süreli bir ilişkide de beklentilerimizi karşılayacak mı? Yoksa daha anlık bir heyecanla mı hareket ediyoruz? Bu sorulara cevap bulmak kiminle ve nasıl zaman geçirmeyi seçtiğimiz konusunda daha bilinçli kararlar almamıza olanak sağlıyor.
Flört tarzımız üzerine düşünürken arkadaşlarımıza veya sevdiklerimizle konuşmak bize farklı bir iç görü sunabiliyor. Onlarla flört deneyimlerimiz hakkında konuşarak fark etmediğimiz ve bize zarar veren döngüleri keşfedebiliyoruz.
Flört yorgunluğuna yol açan faktörler nelerdir?
Date yorgunluğu romantik ilişkilerin canlı dünyasının heyecanını bizden çalabiliyor. Fakat bu duruma karşı çaresiz değiliz! Flört yorgunluğuna yol açan faktörleri tanıyarak hem bu duruma yakalanmaktan kaçabilir hem de yakalandıysak kendimizi daha sağlıklı bir noktaya çekebiliriz. Haydi bu faktörleri birlikte mercek altına alalım!
Yüzeysel ilişkiler
Flört uygulamaları potansiyel partnerlerle tanışmamızı kolaylaştırırken bir yandan da bize daha yüzeysel bir iletişim dinamiği sunuyorlar. Bu uygulamalarda çoğunlukla fiziksel görünüme veya birkaç cümlelik profil açıklamalarına dayanarak bir karara varıyoruz. Bu durum derinlikten, anlamdan ve gerçek bağlardan uzak, sığ bir iletişimi doğuruyor. Bunun yanı sıra, kurduğumuz bu yüzeysel ilişkiler bizi duygusal açıdan da tatmin etmiyor. Zamanla kendimizi daha da kopuk ve tükenmiş hissediyoruz.
İsminden de belli olduğu gibi, yüzeysel ilişkiler çoğunlukla anlamlı bir ilişkiye dönüşemiyor ve kısa süreli etkileşimler olarak kalıyorlar. Biriyle tanışma, kısa süreli bir etkileşime girme ve ardından yola devam etme şeklinde tekrarlayan bu döngü yorucu ve cesaret kırıcı bir hal alabiliyor. Sonuç olarak sağlıklı ve derinlikli romantik ilişkiler kurmaya dair umudumuz azalıyor. Umudumuzu azaltan bu yüzeysel ilişkiler aynı zamanda benlik algımızı da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Anlamlı bir ilişkiye adım atamamak, kendimizi değersiz hissetmemize ve öz saygımızın azalmasına neden olabiliyor.
Sürekli reddedilmek ve ghostlanmak
İster flört uygulamalarında eşleşememek olsun ister randevuya çıktıktan sonra geri çevrilmek olsun, sık sık reddedilmek duygusal anlamda bizi yıpratabiliyor. Her reddedildiğimizde kendimizi biraz daha sorguluyor, benliğimizden biraz daha şüphe duymaya başlıyoruz. Bu da uzun vadede öz saygımızı zedeleyebiliyor. Peki ya öz güvenimiz? Flört deneyimlerimizde yaşadığımız olumsuz deneyimler öz güvenimizi sarsabiliyor. Kendimize duyduğumuz güvenin azalması, gelecekte yeni insanları tanımak için eyleme geçme şansımızı düşürebiliyor ve kurduğumuz etkileşimlerde sürekli tetikte olduğumuz bir duygu durumuna sürükleyebiliyoruz.
Flört aşamasında sürekli ghostlanmak da duygu durumumuza zarar veriyor. Herhangi bir açıklamaya sahip olmadan flörtümüzün tüm iletişimi kesmesi bizi belirsizlik ve kafa karışıklığı içinde bırakıyor. Kimi zaman kendi gerçekliğimizden bile şüphe edebiliyoruz. Aynı zamanda neyin yolunda olmadığını anlama şansını kaçırarak gelecekteki etkileşimlerimizin sağlığı için gelişim fırsatına da sahip olamıyoruz. Bir diğer yandan, flörtleştiğimiz kişinin birden yok olması gelecekteki potansiyel ilişkilerimize güvenimizi de sarsıyor. Yeniden böyle bir sonla karşılaşma korkusu bizi daha temkinli olmaya, hatta bazen ilişkilerden uzak kalmaya bile itebiliyor.
Gerçekçi olmayan beklentiler
Kültür ve sanat ürünlerinde ya da medyada romantik ilişkilere dair tasvirler genellikle fazla idealize veya dramatize edilmiş olduklarından gerçek hayattaki birlikteliklere dair beklentilerimizi çarpıtabiliyorlar. Romantik komediler, sosyal medya ve hatta edebi eserler; ilişkilerimizde genellikle ulaşılamaz/ulaşılması zor veya fazla katı ve yüksek standartlar koymamıza neden olabiliyorlar.
İdealizasyon ile ilgili bir diğer problem de flört uygulamalarındaki veya sosyal medyadaki profillerle kendini gösteriyor. Bu tür profillerde hepimiz kendimizin en iyi versiyonunu gösteriyor ve kusurlarımızı gizlemeye çalışıyoruz. Tabii karşılaştığımız kişiler de aynı şekilde oluyor. Hal böyleyken flörtlerimizin “harika” versiyonlarının gerçek hayatla uyuşmadıklarını gördüğümüzde hayal kırıklığına uğruyoruz.
Birkaç kişiye aynı anda zaman ve enerji vermek
Birden fazla kişiyle konuşmak, randevuya çıkmak ve birden fazla kişiye duygusal olarak kendimizi açmak zihinsel ve duygusal anlamda yorucu olabiliyor. Enerjimizi, dikkatimizi ve ilgimizi birden çok kişiye vermek zamanla tükenmiş hissetmemize yol açabiliyor. Öte yandan, aynı anda birkaç flörtümüz olduğunda enerji ve ilgimizi birçok bağa aynı anda verdiğimiz için bir kişiyle derinlikli bir bağ kurmamız zorlaşıyor. Karşımızdaki kişiyi yeterince iyi keşfedemiyor, belki ona dair birçok önemli detayı gözden kaçırıyoruz. Tüm bu durumları göz önünde bulundurunca aynı anda birden çok kişiyle flört etmenin hayatımızı zorlaştırdığını söyleyebiliyoruz. Farklı konuşmaları takip etmek, konuştuğumuz her bir kişi hakkındaki detayları hatırlamak ve randevuları planlamak bilişsel yorgunluk yaşamamıza da neden olabiliyor.
Birden fazla kişiyle ilişki kurmanın üzerimizde yarattığı baskı ve yorgunluk, flört sürecinden aldığımız keyfi azaltabiliyor. Birini tanımak için heyecan verici bir yolculuk olması gereken şey, görev odaklı ve keyifsiz bir sürece dönüşebiliyor.
Flört hayatında #RelateYanında!
Flört yaşamını dengeye oturtmak, kendi benliğinden kaybetmeden yeni kişiler tanımak ve süreci keyifle yaşamak istersen Relate yanında! “Flört Etmeyi Öğrenmek” yolculuğuna çıkarak flört dünyasının eğlenceli ve heyecanlı yanlarını flört yorgunluğu yaşamadan deneyimleyebilirsin!